(äußerste) frist

listen to the pronunciation of (äußerste) frist
English - Turkish

Definition of (äußerste) frist in English Turkish dictionary

deadline
son teslim tarihi

Tom son teslim tarihinin bugün olduğunu bilmiyordu. - Tom didn't know the deadline was today.

Son teslim tarihi yaklaşıyor. - The deadline is drawing near.

deadline
(Mukavele) son tarih, son teslim tarihi, vade tarihi
deadline
{i} zaman sınırı

Tom'un buluşmak için zaman sınırı var. - Tom has a deadline to meet.

deadline
son başvuru tarihi

Tom son başvuru tarihini neredeyse kaçırdı. - Tom almost missed the deadline.

Son başvuru tarihi Pazartesi öğlen. - The registration deadline is noon Monday.

deadline
son mühlet
time limit
belirli limit
deadline
Cezaevlerinde hükümlülerin geçmemesi gereken yasak bölge sınırı
deadline
son tarih

Son tarih yaklaşıyor. - The deadline is approaching.

Son tarih yaklaşıyor. - The deadline is drawing near.

deadline
{i} sınır

Tom'un buluşmak için zaman sınırı var. - Tom has a deadline to meet.

deadline
(Askeri) YASAK HATTI: Yasak bir bölgenin etrafını çeviren hat
deadline
son teslim tarih

Son teslim tarihinden önce işi bitirmelisin. - You must get the job done before the deadline.

Son teslim tarihini iki hafta uzatabilir miyiz? - Can we extend the deadline by two weeks?

deadline
son veriliş günü

Raporlar için son veriliş günü sonraki Pazartesi. - The deadline for the reports is next Monday.

deadline
(Avrupa Birliği) süre bitimi

Tom süre bitimini geçirmiş olduğunun farkındaydı. - Tom was aware that the deadline had passed.

time limit
zaman sınırlaması
German - English
deadline
time limit