en son

listen to the pronunciation of en son
Türkçe - İngilizce
{s} latest

I just bought the latest version of this MP3 player. - Ben az önce bu MP3 çaların en son sürümünü satın aldım.

She is singing the latest popular songs. - En son popüler şarkıları seslendiriyor.

last

The last time I went to China, I visited Shanghai. - Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim.

The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil. - Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.

recent

This dictionary isn't the most recent version. - Bu sözlük en son sürüm değil.

When was your most recent dental appointment? - En son diş randevun ne zamandı?

supreme
endmost
the latest

She is singing the latest popular songs. - En son popüler şarkıları seslendiriyor.

I just bought the latest version of this MP3 player. - Ben az önce bu MP3 çaların en son sürümünü satın aldım.

up-to-the-minute
lattermost
most recently
crowning
continuously present
when all is said and done
ultimate
the very last

This is the very last thing I can do for you. - Bu senin için yapabileceğim en son şeydir.

a) last b) ultimate
aftermost
utmost
final

We finally have you where we want you. - Biz en sonunda sana bizim seni istediğimiz yerde sahibiz.

Tom finally talked Mary into buying a new computer. - Tom en sonunda Mary'yi yeni bir bilgisayar alması için ikna etti.

uttermost
enson
(Kimya) endpoint
en son

    Telaffuz

    Videolar

    ... - THIS IS MY SON ARTHUR. - HELLO, SIR. ...
    ... and the son of a factory worker just found out ...