The strangest thing is that he saved his arch enemy from an unavoidable death.
- En tuhaf şey onun en büyük düşmanını kaçılmaz bir ölümden kurtarmış olmasıdır.
He is the greatest architect that has ever lived.
- O şimdiye kadar yaşamış en büyük mimar.
The eldest son succeeded to all the property.
- En büyük oğlan bütün mülkiyetin varisi oldu.
Suddenly the eldest daughter spoke up, saying, I want candy.
- En büyük kız şeker istiyorum diyerek birdenbire konuştu.
Communism was the biggest issue in the campaign.
- Komünizm kampanyada en büyük konu oldu.
This is the biggest hotel in this city.
- O bu şehirdeki en büyük oteldir.
Knowledge is the supreme power.
- Bilgi en büyük güçtür.
Knowledge is the supreme goal.
- Bilgi en büyük hedeftir.
To swim in the ocean is my greatest pleasure.
- Okyanusta yüzmek benim en büyük zevkimdir.
I think Beethoven is the greatest composer who ever lived.
- Sanırım Beethoven, şimdiye kadar yaşamış en büyük besteci.