en büyük

listen to the pronunciation of en büyük
Türkçe - İngilizce
arch

He is the greatest architect that has ever lived. - O şimdiye kadar yaşamış en büyük mimar.

The strangest thing is that he saved his arch enemy from an unavoidable death. - En tuhaf şey onun en büyük düşmanını kaçılmaz bir ölümden kurtarmış olmasıdır.

eldest

Suddenly the eldest daughter spoke up, saying, I want candy. - En büyük kız şeker istiyorum diyerek birdenbire konuştu.

Fatima is the eldest student in our class. - Fatma sınıfımızdaki en büyük öğrencidir.

biggest

Her debut was the biggest social event of the season. - Onun sahneye ilk çıkışı mevsimin en büyük sosyal olayı idi.

This is the biggest hotel in this city. - O bu şehirdeki en büyük oteldir.

first
top
extreme
supreme

Knowledge is the supreme power. - Bilgi en büyük güçtür.

Knowledge is the supreme goal. - Bilgi en büyük hedeftir.

greatest

To swim in the ocean is my greatest pleasure. - Okyanusta yüzmek benim en büyük zevkimdir.

He is one of the greatest artists in Japan. - Japonya'daki en büyük sanatçılardan biridir.

ruling
maximal
paramount
maximum
greatest, biggest
ultimate
Türkçe - Türkçe
azam
ekber
(Osmanlı Dönemi) uzmâ
en büyük