Tom was a real estate agent.
- Tom emlak acentesiydi.
Tokyo landlords are in a panic because the real estate market went soft.
- Emlak piyasasının sönmesi nedeniyle Tokyo'daki ev sahipleri panik içindedirler.
I want to purchase property in Boston.
- Boston'da emlak satın almak istiyorum.
He bought property near the sea.
- Denize yakın emlak satın aldı.
Tokyo landlords are in a panic because the real estate market went soft.
- Emlak piyasasının sönmesi nedeniyle Tokyo'daki ev sahipleri panik içindedirler.
They've put the value of the estate at three hundred thousand dollars.
- Onlar emlâka üç yüz bin dolar değer koydu.
Lawyers and real estate agents are rich or obnoxious.
- Avukatlar ve emlakçılar zengin veya iğrençler.