Before that, we had better make sure of the fact.
- Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur.
One day your life will flash before your eyes. Make sure it's worth watching.
- Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer.
You should make sure of the fact without hesitation.
- Tereddüt etmeden gerçekten emin olmalısın.
Before that, we had better make sure of the fact.
- Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur.
Please be sure to let me know your new address soon.
- Kısa sürede yeni adresini bana bildirdiğinden emin ol.
Be sure to turn off the gas before you go out.
- Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olduğundan emin olun.