I made sure that no one was watching.
- Kimsenin izlemediğinden emin oldum.
One day your life will flash before your eyes. Make sure it's worth watching.
- Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer.
Make sure you turn everything off before you leave.
- Yola çıkmadan önce her şeyi kapattığınızdan emin olun.
You should make sure of the fact without hesitation.
- Tereddüt etmeden gerçekten emin olmalısın.
Before that, we had better make sure of the fact.
- Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur.
Please be sure to sign and seal the form.
- Formu imzaladığınızdan ve mühürlediğinizden emin olun.
Please be sure to let me know your new address soon.
- Kısa sürede yeni adresini bana bildirdiğinden emin ol.