Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?
- Is there anyone else wanting to eat?
Başka hiç kimse yaralanmadı.
- No one else was injured.
Adımına dikkat et, yoksa bagajda yoculuk yapacaksın.
- Watch your step, or else you will trip on the baggage.
Bana paranı ver yoksa seni döverim.
- Give me your money or else I'll beat you up.
Memnun değilsen kapı şu tarafta güzel kardeşim.
- If you're not happy, you can take your business elsewhere.
Bir futbol skoru 3-0 ise bu, zafer değilse başka nedir?
- If a soccer score of 3 to 0 isn't a victory, what else is it?
Tom Fransızcayı başka herhangi birinden daha iyi konuşur.
- Tom speaks French much better than anyone else.
İyi sağlık başka herhangi bir şeyden daha değerlidir.
- Good health is more valuable than anything else.
Tom gerçekten çok başka türlü yapamaz.
- Tom can't really do much else.
Kauçuk botları giyin, aksi halde ayağınızı ıslatırsınız!
- Put the rubber boots on, or else you will get your feet wet!
Sana veya başka birine ihtiyacım yok.
- I don't need you or anybody else.
Arada sırada kendinizi başkasının yerine koymak iyidir.
- It's good to put yourself in someone else's place now and then.
Ne kadar uğraşırsan uğraş, bırak başkasını, kendini bile bir şeye zorla inandıramazsın.
- Try as you might, but you cannot force a belief onto someone else, much less your own self.
Tom diğerleriyle bekledi.
- Tom waited with everybody else.
Tom, Mary'nin neden diğerleri kadar meşgul olmadığını merak etti.
- Tom wondered why Mary wasn't as busy as everybody else.
Sami, Leyla'yı yatakta bir başkasıyla buldu.
- Sami found Layla in bed with someone else.
Hıncını bir başkasından çıkar, olur mu?
- Vent your anger on someone else, will you?
Tom başka ne yapacağını bilmiyordu.
- Tom didn't know what else to do.
Tom başka ne söyleyeceğini bilmiyordu.
- Tom didn't know what else to say.
Ben başka bir şey yapamam.
- I can't do anything else.
Tom başka bir şey yapamayacak kadar yorgun olduğunu söyledi.
- Tom said he was just too tired to do anything else.
Adımına dikkat et, yoksa bagajda yoculuk yapacaksın.
- Watch your step, or else you will trip on the baggage.
Bana dürüst olsan iyi olur, yoksa anneme söyleyeceğim.
- You better be honest with me, or else I'll tell our mother.
Tom Fen dersinde kendi sınıfındaki herkesten daha iyidir.
- Tom is better at science than anyone else in his class.
İşi herkesten daha iyi yaptı.
- He did the work better than anyone else.
O bu şehirdeki başka herkesten daha zengindir.
- He is richer than anyone else in this town.
Tom tanıdığım başka herkesten daha deli.
- Tom is crazier than anyone else I know.
Herkes gittikten sonra biz konuşabilelim diye neden bir süre oyalan mıyorsun?
- Why don't you hang around a while after everyone else leaves so we can talk?
Başka herkes bekledi.
- Everyone else waited.
Boston'da başka kimi tanıyorsun?
- Who else do you know in Boston?
Bil bakalım başka kim Boston'a taşındı.
- Guess who else moved to Boston.
Odada başka kimse yok.
- There's nobody else in the room.
Başka kimse onu istemeyecek.
- Nobody else is going to want it.
Sadece kendi çıkarlarınız için çaba gösterin ve başka hiçbir şey yapmayın.
- Strive only for self-interest and nothing else.
Sadece beklemek zorundasın. Yapabileceğin başka bir şey yok.
- You just have to wait. There's nothing else you can do.
Kauçuk botları giyin, aksi halde ayağınızı ıslatırsınız!
- Put the rubber boots on, or else you will get your feet wet!
Benim başkası olduğumu düşündükleri açık.
- It's clear they thought I was somebody else.
Tom onu başkasına sattı.
- Tom sold it to somebody else.
Tom o tür bir restoranda yemek yemeği göze alamaz bu yüzden başka bir yere gidelim.
- Tom can't afford to eat at that kind of restaurant so let's go somewhere else.
Başka bir yere gitmemiz gerekiyor.
- We have to go somewhere else.
Then the Wronskian of f and g must be nonzero, else they could not be linearly independent.
What else (=what other thing) is there?.
I'm busy Friday; when else (=what other time) works for you?.
else { EditHistory.Show(edits); }.
I haven't seen anyone else here besides you and me.
I don't want anything else.
Nowhere else will you find such skillful craftsmanship.
My mother's cooking is something else!.
My mum is still giving me grief for not getting a job. ― What else is new?.
Fred has had so much trouble recently that we ought to be grateful we're not in his shoes.
... And something else caught my eye here, an offer. ...
... DAVID DRUMMOND: But anything else you want to tell folks? ...