Onların kazanmasını istiyordum.
- Quería que ellos ganaran.
Onların on iki çocuğu var.
- Ellos tienen doce hijos.
Onlarla birlikte oraya gitmemelisin.
- No deberías ir allí con ellos.
Onlarla ne yapacağınıza siz karar verin.
- Lo que quieras hacer con ellos es asunto tuyo.
Jackson, onlara güvenemedi.
- Jackson no podía confiar en ellos.
Onlara güvenmek zorundayız.
- Tenemos que confiar en ellos.
İnsanların dedikoduyu sevmediği tek zaman dedikoduda onlardan bahsedildiği zamandır.
- La única vez que a la gente no le gusta el chisme es cuando el chisme se refiere a ellos.
Onlardan bazıları öğretmendir.
- Algunos de ellos son profesores.