The automobile runs on electricity.
- Otomobil elektrikle çalışır.
There is no life without electricity and water.
- Elektrik ve su olmadan hayat olmaz.
Something is wrong with our electric heater.
- Elektrikli ısıtıcımızla ilgili doğru gitmeyen bir şey var.
The automobile runs on electricity.
- Otomobil elektrikle çalışır.
Tom is an electrical engineer.
- Tom bir elektrik mühendisidir.
Keep away from the electrical equipment.
- Elektrikli teçhizatlardan uzak durun.
The storm caused a power outage.
- Fırtına bir elektrik kesintisine neden oldu.
What will happen if there's power failure now?
- Şimdi elektrik kesintisi olursa ne olur?
The cable is not electrified.
- Kablo elektrikli değil.
Electricity cables are made of copper.
- Elektrik kabloları bakırdan yapılmıştır.
This is Finland's biggest power station of all.
- Bu, bütün Finlandiya'nın en büyük elektrik santralı.
I sucked up the dust on the floor with a vacuum cleaner.
- Zemindeki tozu bir elektrik süpürgesi ile emdi.
Electric power companies are seeking to reduce their use of coal.
- Elektrik enerjisi şirketleri kömür kullanımlarını azaltmaya çalışıyor.
The river furnishes electric power to the town.
- Nehir şehre elektrik enerjisi sağlamaktadır.
This machine is driven by a small electric motor.
- Bu makine, küçük bir elektrik motoru ile çalıştırılır.