Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
- The president was forced to return to Washington.
Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
- In order to return to our era, what should we do?
Bunu iade etmek istiyorum.
- I'd like to return this.
Kitabı bugün kütüphaneye iade etmek zorundayım.
- I have to return this book to the library today.
O onun aşkını geri çevirmedi.
- He did not return her love.
Amerikan halkının George W. Bush'u tekrar seçeceğini düşünmedim.
- I didn't think the American people would reelect George W. Bush.