eleştiri

listen to the pronunciation of eleştiri
Türkçe - İngilizce
criticism

She accepts criticism from anyone but her parents. - O, anne ve babası dışında herkesten eleştiri kabul eder.

She was apprehensive about receiving criticism of her performance. - O, performansı ile ilgili eleştiri alma hakkında endişeli.

criticism; critique, review
commentary
comment
slating
critique; review
animadversion
review

The Boston Globe gave the film an unfavorable review. - Boston Globe filme olumsuz eleştiri verdi.

The film received mixed reviews. - Film karışık eleştiriler aldı.

strictures
expostulation
knocking
critique

I will not tolerate critiques. - Ben eleştirilere tahammül etmeyeceğim.

Mary has always been left-leaning, but since she's got a seat in parliament for the Left Party, she has become a media star with her radical critique of capitalism. - Mary her zaman sol eğilimli olmuştur, ama o Sol Parti için mecliste bir koltuğa sahip olduğundan beri, o, ​​radikal kapitalizm eleştirisi ile bir medya yıldızı oldu.

denouncement
censure
stricture
knock

Don't knock Tom. He's doing his best. - Tom'u eleştirip durma. Elinden gelenin en iyisini yapıyor.

sideswipe
faultfinding
critics

Critics do not solve the crisis. - Eleştiriler krizi çözmez.

{i} animadvert
notice
reproof
ands
eleştiri yazısı
review

I will write a review of that book. - Ben o kitap için bir eleştiri yazısı yazacağım.

eleştiri yazısı ve kitabı
review articles and books
eleştiri almak
to come in for criticism
eleştiri yazısı
critique
eleştiri yazısı
write up
sert eleştiri
flak
olumsuz eleştiri
criticism

How do you deal with the negative criticism? - Olumsuz eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

sert eleştiri yapmak
pan
yapıcı eleştiri
constructive criticizm
acı eleştiri
vitriol
acımasız eleştiri
onslaught
ağır eleştiri
hatchet job

After the hatchet job my boss did on my proposal, I'm not sure how long I want to keep on working here. - Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim.

ağır eleştiri
slash
ağır eleştiri
Philippic
ağır eleştiri
razz
ağır eleştiri
scorcher
ağır eleştiri
slating
ağır eleştiri almak
run the gauntlet of smth
ağır eleştiri yapmak
pick to pieces
bilimsel eleştiri
scientific criticism
bıktıran eleştiri
screed
kırıcı eleştiri
smasher
mimari eleştiri
(Mimarlık) architectural criticism
okur merkezli eleştiri
reader-response criticism
okur odaklı eleştiri
reader-response criticism
olumlu eleştiri almak
receive positive criticism
sert eleştiri
diatribe
sert eleştiri
slating
sert eleştiri
pan
sert eleştiri
rap
yersiz eleştiri
undue criticism
Türkçe - Türkçe
Bir insanın, bir eserin, bir konunun doğru ve yanlış yanlarını bulunması amacıyla incelenmesi işi, tenkit: "Fırkacılık, karşıya sövüp saymadan çamur atmadan çok önce, hatta karşıyı eleştiriden önce, kendi ilke ve amaçlarını, uygulama yöntemlerini anlatmak olmalıydı."- T. Buğra
Bir insanı, bir eseri, bir konuyu, doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit
Bir yazının ya da sanat yapıtını her yönüyle inceleyip açıklayan yazı türü
Bir edebiyat veya sanat eserini her yönüyle sağlamak ve değerlendirmek amacıyla yazılan yazı türü, tenkit, kritik
Özellikle bilginin temellerini ve doğruluk durumunu inceleme, sınama, yargılama
Bir edebiyat veya sanat eserini her yönüyle sağlamak ve değerlendirmek amacıyla yazılan yazı türü, tenkit, kritik. Özellikle bilginin temellerini ve doğruluk durumunu inceleme, sınama, yargılama: "Zengin seçenekleri dinlerken siz de muhayyilenizi, eleştiri bilincinizi bilemiş olurdunuz."- H. Taner
kritik
muaheze
tenkit

O daima diğer insanları tenkit eder. - O sürekli diğer insanları eleştirir.

öz eleştiri
Bir kişinin kendi davranışları üzerine yönelttiği yargı, otokritik
eleştiri