I am writing a book in several languages, and I simultaneously publish it on Tatoeba's screens all over the world.
- Birkaç dilde bir kitap yazıyorum ve aynı anda Tatoeba'nın ekranlarında dünyanın dört bir yanına yayınlıyorum.
I sit in front of a computer screen all day, so I get pretty heavily bombarded by electro-magnetic waves.
- Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.
The aim of this game is to explode all the bombs on the screen.
- Bu oyunun amacı ekrandaki bütün bombaları patlatmaktır.
Those books were on display in the window.
- Şu kitaplar ekranda görüntülendi.
This is a touchscreen, so you can use your fingers to operate the controls which are displayed on it.
- Bu bir dokunmatik ekran, onun üzerinde görüntülenen kontrolleri çalıştırmak için parmaklarını kullanabilirsin.