Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations.
- Doğru olan cümleleri değiştirmeyin. Yerine doğal görünen alternatif çeviriler ekleyebilirsiniz.
I have installed Microsoft Office on my personal computer, so please use its file format when you send me the attachment.
- Benim kişisel bilgisayarıma Microsoft Office yükledim, bu yüzden bana eklenti gönderdiğinde lütfen onun dosya formatını kullan.
Any translation is an annexation.
- Herhangi bir çeviri bir eklemedir.
If you want to include other information, please let us know.
- Başka bilgi eklemek istersen lütfen bize bildir.
I've included a visitor's application.
- Bir ziyaretçinin başvurusunu ekledim.
Is there still something to add to his explanation?
- Hala bu açıklamaya eklenecek bir şey var mı?
Please add Tom's name to the list.
- Lütfen Tom'un adını listeye ekleyin.
Don't forget to attach your photo to the application form.
- Başvuru formuna fotoğraf eklemeyi unutma.
The button is attached to the dress.
- Elbiseye düğme eklenmiş.
She enclosed a little dark chocolate in her valentine.
- O sevgililer gününde biraz koyu çikolata ekledi.
I have enclosed your order form.
- Sipariş formunuzu ekledim.
In Esperanto, nouns end in o. The plural is formed by adding a j.
- Esperantoda, o ile biten isimler. Çoğul bir j ekleyerek oluşturulur.
Adding comments makes it easier to read the code.
- Yorum eklemek kodu okumayı daha kolay hale getirir.
Add one teaspoon of paprika.
- Bir çay kaşığı kırmızı biber ekle.
Sentences past this ID are sentences added by contributors of Tatoeba Project.
- Bu ID ile geçen cümleler Tatoeba Projesine katkıda bulunanlar tarafından eklenen cümlelerdir.
You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence.
- Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın.
Add a little more pepper.
- Biraz daha biber ekle.
Don't add sentences from copyrighted sources.
- Telifli kaynaklardan cümleler eklemeyin.
Could you splice these two pieces of rope together for me?
- Bu iki parça ipi benim için birbirine ekler misin?
It's hard to splice the two fragments together.
- İki bölümü birlikte eklemek zordur.