Tom ve genç erkek kardeşinin ayrı olduğunu söyleyemem.
- I can't tell Tom and his younger brother apart.
O, ailesinden ayrı yaşıyor.
- He lives apart from his family.
Çocuk radyoyu parçalara ayırdı.
- The boy took the radio apart.
Tamir etmek için radyoyu parçalara ayırdım.
- I took the radio apart to repair it.
Ebeveynlerinden başka hiç kimse onu çok iyi tanımıyor.
- Apart from his parents, no one knows him very well.
Kız kardeşimden başka, ailem televizyon izlemez.
- Apart from my sister, my family doesn't watch TV.
Tom çalıştığı yerden çok uzakta olmayan bir daire bulmalı.
- Tom needs to find an apartment not too far from where he works.
Tom benim yerimden uzakta olmayan bir apartmanda yaşıyor.
- Tom lives in an apartment not far from my place.
Şeyler parça parça oluyor.
- Things are coming apart.