Bilim adamları tek boynuzlu atların bir zamanlar Sibirya'da yaşamış olduğunu keşfettiler.
- Scientists have discovered that unicorns once lived in Siberia.
Tom tek boynuzlu atın gerçek olduğuna inanıyor.
- Tom believes that unicorns are real.
Bilim adamları tek boynuzlu atların bir zamanlar Sibirya'da yaşamış olduğunu keşfettiler.
- Scientists have discovered that unicorns once lived in Siberia.
Tom tek boynuzlu atın gerçek olduğuna inanıyor.
- Tom believes that unicorns are real.
Deniz gergedanı denizin tek boynuzlu atıdır.
- The narwhal is the unicorn of the sea.
Bilim adamları tek boynuzlu atların bir zamanlar Sibirya'da yaşamış olduğunu keşfettiler.
- Scientists have discovered that unicorns once lived in Siberia.
Suddenly, the unicorn approached to me majestically, touched me with its horn and... I woke up with this mark.
- Plötzlich näherte sich mir das Einhorn majestätisch, berührte mich mit seinem Horn, und — ich erwachte mit diesem Male.
The unicorn is a fabulous monster.
- Das Einhorn ist ein Fabelwesen.