Birçok müşteri danışma için avukata gelirler.
- A lot of clients come to the lawyer for advice.
Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
- A lot of English words are derived from Latin.
Planımızın bir sürü avantajı var.
- Our plan has lots of advantages.
Konserde bir sürü insan vardı.
- There were lots of people at the concert.
Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum.
- I plan to invite a lot of guests to the opening ceremony.
Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.
- Japan consumes a lot of paper.
Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
- He has written lots of books about his experience abroad.
Tom birçok insanın hoşlanmadığı adam türüdür.
- Tom is the kind of guy lots of people just don't like.
Bu kitabı iyi biliyor gibisin; Kitaptan bir çok alıntı yapıyorsun.
- You seem to know this book very well; you use a lot of quotations from it.
Bir çok öğrenci Bay Brown'a saygı duyuyor.
- A lot of students look up to Mr Brown.
Ben o mağazada bir sürü şey alırım.
- I buy loads of stuff at that store.
Yapacak bir sürü işim var.
- I have loads of things to do.