Onu başka bir şekilde söyle.
- Say it in another way.
Bir şiiri başka bir dile çevirmek zordur.
- It is difficult to translate a poem into another language.
Tom resme bir daha baktı.
- Tom took another look at the picture.
Buna bir daha bakmanı istiyorum.
- I'd like you to take another look at this.
Bir kelime başka dilden ödünç alındığı zaman, sık sık aynı anlama sahip olarak başlar; ancak her iki dilde de sürekli kullanımı ile, şimdi ayrı kelimeler farklı çağrışımları artırabilir.
- When a word is borrowed from another language, it frequently begins by having the same meaning; but with continued use in both languages, the now separate words may accrete disparate connotations.
Oldukça farklı bir nedenden dolayı ona yazdım.
- I wrote to him for quite another reason.
Ayrıca başka bir nedeni vardı.
- There also was another reason.
Otobüsler art arda ayrıldı.
- The buses left one after another.
Lütfen bana başka bir tane daha gösterir misiniz?
- Would you please show me another one?
Bu gömleği sevmiyorum. Bana başka bir tane göster.
- I don't like this shirt. Show me another.
Sana bir tane daha alayım.
- Let me buy you another one.
Size bir tane daha alabilir miyim?
- Can I get you another one?
Başka biri oldum gibi hissediyorum.
- I feel like another person.
Tom bir şey söyleyen fakat başka birini yapan insan türü değildir.
- Tom isn't the kind of person who says one thing but does another.
Onlar bunu bir başka gün bitirecekler.
- They'll finish this another day.
Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim.
- When one lucky spirit abandons you another picks you up. I just passed an exam for a job.
Başkası konuşuyorken sözünü kesme.
- Do not interrupt when another is speaking.
Bir ağaç ölürse yerinde bir başkası yetişir.
- If a tree dies, plant another in its place.
Bir gün geçti. Sonra diğeri.
- One day passed. Then another.
Her ev diğerine yakındır.
- Each house is near another.
Fadıl asla başka birisine zarar veremez.
- Fadil can never hurt another person.