ehliyetli

listen to the pronunciation of ehliyetli
Türkçe - İngilizce
(someone) who possesses a driver's license
efficient
licensed
capable
competent; legally competent
proficient
capable, competent; having a (driving) licence
ehliyet
driving licence

She doesn't have a driving licence. - O kadının sürücü ehliyeti yok.

He got his driving licence in less time than anyone. - O herkesten daha az zamanda ehliyetini aldı.

ehliyetli taksici
medallion
ehliyet
{i} competence
ehliyet
license

You must have a driver's license before you can drive a car. - Bir araba sürebilmek için önce bir ehliyete sahip olmalısın.

I had my driver's license renewed last month. - Ehliyetimi geçen ay yenilettim.

ehliyet
credential
ehliyet
{i} proficiency
ehliyet
expertize
ehliyet
merit
ehliyet
expertise
ehliyet
chop
ehliyet
worthiness
ehliyet
driver's licence
ehliyet
competency
ehliyet
driver's license

You must have a driver's license before you can drive a car. - Bir araba sürebilmenden önce bir ehliyete sahip olman gerekir.

I had my driver's license renewed last month. - Ehliyetimi geçen ay yenilettim.

ehliyet
efficiency
ehliyet
adequacy
ehliyet
driver licence
ehliyet
drivers license
ehliyet
a driving licence
ehliyet
(kaptan) ticket
ehliyet
(Hukuk) capacity, licence
ehliyet
competence, competency, fitness
ehliyet
efficiency, capacity " yeterlik, uzluk; driving licence, driver's license" sürücü belgesi, ehliyetname
ehliyet
driving license

Last month I renewed my driving license. - Geçen ay sürücü ehliyetimi yeniledim.

If I don't fail, then I can get my driving license this year. - Çuvallamazsam, bu yıl ehliyetimi alabilirim.

ehliyet
licence [Brit.]
ehliyet
qualification
ehliyet
{i} licence

He didn't get a driving licence until he was twenty-eight. - O yirmi sekiz yaşına kadar ehliyet almadı.

Tom has had his licence suspended. - Tom'un ehliyetine el konuldu.

ehliyet
{i} capability
sınırsız ehliyetli
(Kanun,Latin) sui juris
Türkçe - Türkçe
Yeterlikli, yeterli, kifayetli
Ehliyeti olan
ehliyet
Sürücü belgesi
ehliyet
Ustalık, uzluk: "Üstat, ehliyetin son olgunluk merhalesini ifade ettiğinden yaş, baş ve sakal mefhumlarını da ihtiva ederdi."- A. Haşim
ehliyet
Ustalık, uzluk
ehliyetli