efsane

listen to the pronunciation of efsane
Türkçe - İngilizce
myth

Every nation has its own myths. - Her ulusun kendi efsaneleri vardır.

It's probably just a myth that Isaac Newton discovered the laws of gravity when an apple fell on his head while he was sitting under a tree. - Isaac Newton'un bir ağacın altında otururken kafasına bir elma düştüğünde yerçekimi kanunlarını keşfetmesi muhtemelen tamamen bir efsanedir.

legend

We are familiar with the legend of Robin Hood. - Robin Hood efsanesi bize tanıdık.

Recreational drug use inspires many urban legends. - Eğlence uyuşturucu kullanımı birçok şehir efsanelerine ilham veriyor.

tale
saga

The Terminator saga also has a television series. - Terminatör efsanesi ayrıca bir TV dizisi.

mythos
fabulous

The unicorn is a fabulous monster. - Tek boynuzlu at efsanevi bir yaratıktır.

story
legend, tale
legend, myth, fable söylence
fable

He died believing that he had found the fabled golden city of the Incas. - O, İnkaların efsanevi altın şehrini bulduğuna inanarak öldü.

fairy tail
legand
efsane avcıları
mythbusters
efsane ingiliz rock grubu
(Muzik) pink floyd
efsane yapmak
mythicize
efsane yaratıcı
mythogenic
efsane yazarı
fabulist
efsaneler
legends

Dragons still exist. That is, if you believe the legends. - Ejderhalar hala var. Yani eğer efsanelere inanıyorsanız.

There are many old Indian legends. - Bir sürü eski Kızılderili efsaneleri vardır.

efsaneler
legendry
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Masal. Uydurulmuş yalan hikâye
Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayalî hikâye, söylence: "O geceki macera ne idi? Rüya mı, hayal mi, efsane mi?"- F. R. Atay
Gerçeğe dayanmayan, asılsız söz, hikâye vb: "Hamdi'nin hayatına dair uydurulmuş efsanelerden birisi de, onun müthiş bir aşk yüzünden bu hâle geldiğidir."- Y. K. Karaosmanoğlu
Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayalî hikâye, söylence
Gerçeğe dayanmayan, asılsız söz, hikâye vb
söylence
efsane