efforts taken

listen to the pronunciation of efforts taken
İngilizce - Türkçe

efforts taken teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

trouble
{i} sorun

Onların sorunlarıyla ilgili yapacak bir şeyim yok. - I have nothing to do with their troubles.

Zenginlerin fakirler kadar sorunu vardır. - The rich have trouble as well as the poor.

trouble
dert

Başı dertte iken benden yardım istedi. - She asked me for help when she was in trouble.

Sana dert açmak istemiyorum. - I do not want to cause you any trouble.

trouble
zahmet

Zahmetin için teşekkür ederim. - Thank you for your trouble.

Zavallı adama yardımcı olmak için zahmete girdi. - He took the trouble to assist the poor man.

trouble
{f} 1. rahatsız etmek, tedirgin etmek: The approaching storm troubled the ship's crew. Yaklaşan fırtına geminin tayfasını tedirgin etti. The
trouble
başını ağrıtmak
trouble
müşkül
trouble

İşle ilgili biraz sorunum var. - I had some trouble with the work.

Onun yeni fikirleri daha tutucu iş arkadaşlarıyla sık sık başını derde sokuyor. - Her novel ideas are time and again getting her into trouble with her more conservative colleagues.

trouble
rahatsızlık
trouble
sıkıntı

Onlar bize çok az sıkıntı verdi. - They gave us very little trouble.

En sıkıntılı olan en iyinin yozlaşmasıdır. - What is most troublesome is the corruption of the best.

trouble
kötü taraf
trouble
(sosyal/siyasal) düzensizlik
trouble
zorluk

Tom arkadaş edinmede zorluk çekiyordu. - Tom had trouble making friends.

Sana zorluk çıkarmak istemiyorum. - I don't want to trouble you.

trouble
{i} meşakkat
trouble
{f} üzülmek
trouble
get into trouble belaya çatmak
trouble
{f} dert etmek
trouble
{i} huzursuzluk
trouble
{f} rahatsız etmek
trouble
{f} üzmek
trouble
{f} bulandırmak
İngilizce - İngilizce
trouble
efforts taken

    Heceleme

    efforts tak·en

    Türkçe nasıl söylenir

    efırts teykın

    Telaffuz

    /ˈefərts ˈtākən/ /ˈɛfɜrts ˈteɪkən/