O kitap etkin biçimde yazmana yardım ediyor.
- That book is helping you write effectively.
O, etkin biçimde, zaman zaman olur.
- Effectively, that happens from time to time.
Sporlar dostluk geliştirmek için etkilidir.
- Sports are effective to cultivate friendship.
Tom kesinlikle Mary'den daha etkili gibi görünüyor.
- Tom certainly seems to be more effective than Mary.
Ezberleme yöntemleri genellikle efektiftir.
- The methods of forced memorization are often effective.
Biz öğrenmeyi, etkili, ilginç ve etkileyici yapmak istiyoruz.
- We want to make learning effective, interesting, and fascinating.
Aslında o hikaye doğrudur.
- Essentially that story is correct.
Aslında bir zaman sorunu.
- It is essentially a question of time.
Modern savaş sanatı dövüşçüler gibi etkili olmak için tepeden tırnağa silahlandırılacak askerleri muhakkak gerektirmez.
- The art of modern warfare does not necessarily require soldiers to be armed to the teeth to be effective as combatants.
O gerçekten etkiliydi.
- That was really effective.
Önleyici tedbirler gerçek tedaviden çok daha etkilidir.
- Preventive measures are much more effective than the actual treatment.
Yasa 1 Nisan'dan itibaren geçerli olacak.
- The law will be effective from the 1st of April.
O etkin önlemler alamadı.
- He could not take effective measures.
Birçokları, savunma bütçesindeki kesintilerin ordunun etkinliğini baltalayacağından korkuyorlar.
- Many fear that cuts in the defense budget will undermine the military's effectiveness.
Yasa 1 Nisan'dan itibaren geçerli olacak.
- The law will be effective from the 1st of April.
Benzetme esasen doğrudur.
- The analogy is essentially correct.
... Medicaid and how we could send it back to the states, but effectively this means a 30 ...
... effectively heals itself with the support of someone else ...