O saatlerdir yürümekteydi.
- He had been walking for hours.
Saatler süren çalışmadan sonra yoruldu.
- He was worn out after hours of work.
Trende on iki saat geçirdim.
- I spent twelve hours on the train.
Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.
- I'll have to study ten hours tomorrow.
Senin mesai saatlerin ne?
- What are your office hours?