eder

listen to the pronunciation of eder
Türkçe - İngilizce
(Ticaret) valuta
cost

Ten paper plates cost one dollar. - On kağıt tabağın maliyeti bir dolar eder.

This sweater costs more than fifty dollars. - Bu kazak elli dolardan daha fazla eder.

worth

It's worth three hundred dollars. - Bu üç yüz dolar eder.

A book worth reading is worth reading twice. - Okunmayı hak eden bir kitap iki kere okunmayı hak eder.

price

Can you please help me put price tags on everything? - Lütfen her şeyin üzerine fiyat etiketlerini koymama yardım eder misin?

People often complain about high prices. - İnsanlar genellikle yüksek fiyatlar hakkında şikayet ederler.

price, cost fiyat, paha
et
{i} meat
et
{i} flesh
et
{i} beef
eder çizelgesi
price list
dikkat eder
(Hukuk) notes
hareket eder
driven
idare eder
not too bad
İdare eder
Okay, All right, It's all right/okay/enough, So-so
et
{f} cost
idare eder
so so
bana yardım eder misiniz?
can you help me?
devam eder
(Bilgisayar) continued
et
carve
et
dice
et
idler
idare eder
fairly well
idare eder
all right
idare eder
tolerable
memnun eder şekilde
satisfactorily
et
pulp
Korkak bezirgan ne kâr eder ne ziyan
(Atasözü) - Nothing venture, nothing have.- No pain, no gain
acele eder misiniz lütfen
Would you please hurry
aküyü şarj eder misiniz
Would you please charge the battery
başka bir otel tavsiye eder misiniz
Can you recommend another hotel
benim için kontrol eder misiniz
Can you check it for me
et
fleshy part of fruit, pulp, sarcocarp
et
meat; flesh; pulp
et
{i} salmagundi
götürü eder/fiyat
contract price; flat rate; job-lot price, lump price
iki kere iki dört eder gibi
as sure as two and two is four
kamarama nasıl gideceğimi tarif eder misiniz
Would you please show me to my cabin
kazançsız eder
net cost
kaç para eder
What's it good for?/How far will it get you?
kaç para eder
what's the good/use of ..., what good is
kesin eder/fiyat
fixed price
komisyonu .... davet eder
(Hukuk) (yapmaya, etmeye) hereby invites the Commission to
kumsala nasıl gideceğimi taraf eder misiniz
Will you show me the way to the beach
lastik basıncını kontrol eder misiniz
Would you please check the tire pressure
lütfen bana yardım eder misiniz
Could you please help me
postaneye nasıl gideceğimi tarif eder misiniz
Would you please direct me to the post office
sterilize eder
sanitizes
tehdit eder bir şekilde
menacingly
tehdit eder hale gelmek
become a threat
tehdit eder hale gelmek
turn to a threat
tekrar kontrol eder misiniz
Will you check it again
telafi eder biçimde
atoningly
yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder
(Atasözü) If you take the advice of half-ignorant people, you'll suffer for it
yeni eder
new price
Üye Devletlere.... tavsiye eder
(Hukuk) (yapmalarını, etmelerini) hereby recommends Member States (to..., that...)
İngilizce - İngilizce

eder teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

ET
Eastern Time (synonyms: EST, Eastern Standard Time, EDT. Eastern Daylight Time)
ET
extraterrestrial
et
and
et
Simple past tense and past participle of eat

Something I et?.

et
latin. and so forth
Et
{i} basic chemical element
et
environmental test
et
Endotracheal Tube
et
Educational Technology
et
CPS's fuse link designed for use on a 38kV distribution system The ET fuse link exhibits the same time current characteristics as the T link
et
Student transferred from another grade within the same school
et
and, both
et
embedded training
et
Event table; describes all events appearing in a business model
et
Ethiopia (in Internet addresses). Conservatoire des Arts et Métiers La Vérendrye Pierre Gaultier de Varennes et de peine forte et dure Montesquieu Charles Louis de Secondat baron de La Brède et de
et
A noun suffix with a diminutive force; as in baronet, pocket, facet, floweret, latchet
et
Equivalent Training
et
Exchange termination (ISDN, SS#7)
et
an extraterrestrial being; alien
et
variant of ate or eaten
et
Exchange Termination is the ISDN Exchange where Layer 2 ( for example, LAPD ) information will be terminated
et
Fuse link designed for use on a 38kV distribution system The ET fuse link exhibits the same time current characteristics as the T link
et
a past tense of eat OF - coming from YO - used to call attention
et
Enemy Tank -
et
and - both
et
[Latin] and
et
EvapoTranspiration - This is a measure of the amount of moisture lost from the ground during the day The moisture is lost in two ways, by direct Evaporation from the ground, and byTranspiration from leaves
et
And, in Latin and French
et
The two-character ISO 3166 country code for ETHIOPIA
et
Estimated Time (3)
et
Employment Tribunal
et
endotrachial tube
et
Error Throwing
et
(Japan) Eagle Technologies
Türkçe - Türkçe
Fiyat
Fiyat, paha, değer
paha
Et
(Osmanlı Dönemi) KİDNE
Et
(Osmanlı Dönemi) KIŞM
Et
lahm
Et
(Osmanlı Dönemi) ARİN
Et
(Osmanlı Dönemi) KÜŞTAR
Et
(Osmanlı Dönemi) BADİ'
et
Ten
et
Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi: "Bu, kurumuş pastırma renginde bir et parçası idi."- H. Taner
et
İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka
et
Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi
et
Meyvelerde çekirdekle deri arasındaki bölüm
et
(Osmanlı Dönemi) lâhm
eder