O, buna karşın geçmedi.
- He didn't pass after all.
Buna karşın haklıydı.
- He was right after all.
Kim bilir, belki Boston'daki noel yine de o kadar da kötü olmayacaktır.
- Who knows, maybe Christmas in Boston won't be so bad after all.
Jane yine de onu almadı.
- Jane didn't buy it after all.
Nihayetinde o bir çocuk.
- She is a child after all.
Nihayet, o, sınavı geçmeyi başardı.
- After all, he succeeded in passing the exam.
Sonuç olarak sen haklıydın.
- You were right after all.
Sonuç olarak dünya 21 Aralıkta sona ermedi gibi görünüyor.
- It looks like the world didn't end on December 21st after all.
Nihayetinde o bir çocuk.
- She is a child after all.
I met your father just now.
- Ich habe eben deinen Vater getroffen.
A huge tanker put off just now.
- Ein riesiger Tanker ist gerade eben ausgelaufen.