O kazançlarla ilgili vergi talep etti.
- He called for a tax on earnings.
Şirket kazançları ilk çeyrekte keskin şekilde gelişti.
- Corporate earnings in the first quarter improved sharply.
Daha yüksek asgari ücret, kazançları yükseltip yoksulluğu azaltabilir.
- A higher minimum wage can raise earnings and reduce poverty.
O işle, o ayda 500 doların üzerinde kazanmaktadır.
- He earns over 500 dollars a month with that job.
O işten, ayda 500 doların üzerinde kazanmaktadır.
- He earns over 500 dollars a month from that job.
Ne kadar para kazanmak istersin?
- How much money do you want to earn?
Çok para kazanmak için çok çalıştı.
- He worked very hard to earn a lot of money.
Tom şehirde yaşamak için yeterli para kazanıyor mu?
- Does Tom earn enough money to live in the city?
Sen bizimle Beyaz Saray'a kadar gelecek yeni köpek yavrusu kazandın.
- And you have earned the new puppy that's coming with us … to the White House.
Daha yüksek asgari ücret, kazançları yükseltip yoksulluğu azaltabilir.
- A higher minimum wage can raise earnings and reduce poverty.
Bir yetim olan babam on yaşında para kazanmaya başlamak zorunda kalmıştı.
- Being an orphan, my father had to start earning money at ten.
Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.
- I will have to wait till I finish schooling and start earning money.
Bir yetim olan babam on yaşında para kazanmaya başlamak zorunda kalmıştı.
- Being an orphan, my father had to start earning money at ten.
Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.
- I will have to wait till I finish schooling and start earning money.
Now that you are earning, you can start paying me rent.
You can have the s'mores: you earned them, clearing the walkway of snow so well.
My CD earns me six percent!.
... But, we haven't done our earnings call yet. ...
... little over $100,000 of earnings, ...