Bu, kazandığımdan daha fazla.
- This is more than I have earned.
O, üniversiteye gitmek için ihtiyacı olan parayı kazandı.
- He earned the money he needed to go to college.
Haksız kazançlar kısa ömürlüdür.Gerçek para yapmanın tek yolu her kuruşu kazanmaktır.
- Ill-gotten gains are short-lived. The only way to make real money is to earn every penny.
Tom daha çok para kazanmak için iş değiştirdi.
- Tom changed jobs to earn more money.
Eğer para kazanmak için buradaysan, Amerika bulunmak için hoş bir yer.
- America is a lovely place to be, if you are here to earn money.
Çok para kazanmak için çok çalıştı.
- He worked very hard to earn a lot of money.
Tom şehirde yaşamak için yeterli para kazanıyor mu?
- Does Tom earn enough money to live in the city?
Ebeveynlerinin görüşü onun kazancını aptal bir kıza harcadığı idi!
- His parents' view was that he was wasting his earnings on a silly girl.
Now that you are earning, you can start paying me rent.
You can have the s'mores: you earned them, clearing the walkway of snow so well.
My CD earns me six percent!.
... added up to well over 50 percent of what they earned. ...
... I HAVE TO SAY, GABE, YOU HAVE REALLY EARNED THIS PARTY. ...