Yolda birçok hayvan gördü.
- She saw a lot of animals on the road.
Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
- A lot of English words are derived from Latin.
Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
- I can't go out because I have a lot of homework.
Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.
- Japan consumes a lot of paper.
Son zamanlarda bir çok hileli iğrenç olaylar vardı.
- Recently there have been a lot of nasty incidents with fraud.
Bir çok çözümü düşünüyoruz.
- We are thinking of a lot of solutions.
He wants to make gobs of money selling cassettes.