each(a) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- each
- her biri
O, her birimize bir dondurma ikram etti.
- She treated each of us to an ice cream.
Okul müdürü mezunların her birine diplomasını sundu.
- The principal presented each of the graduates with diploma.
- helping each other
- yardımlaşma
- shout at each other
- bağrışmak
- each
- {i} herbirisi
- each
- {s} her bir
Erkek kardeşlerin her birinin bir arabası var.
- Each of the brothers has a car.
O, her birimize bir dondurma ikram etti.
- She treated each of us to an ice cream.
- each
- {s} her, her bir. zam. her biri, tanesi. two million liras each tanesi iki milyon lira
- each other
- birbirine
İki leydi birbirine gülümsedi.
- The two ladies smiled at each other.
İki erkek kardeş birbirine gülümsedi.
- The two brothers smiled at each other.
- each day
- her gün
- each
- her birine
Okul müdürü mezunların her birine diplomasını sundu.
- The principal presented each of the graduates with diploma.
Tom her birine bir kamera satın aldı.
- Tom bought each of them a camera.
- each case
- her bir durum
- each dot represents
- (Bilgisayar) her nokta
- each other
- yekdiğerini
- each passing day
- her geçen gün
- each
- her
Genel müdür her bir adamı görevine atadı.
- The president appointed each man to the post.
Her yemekten sonra dişlerini fırçala.
- Brush your teeth after each meal.
- each
- tanesi
Biletlerin her biri 3 dolar veya üç tanesi 8 dolardır.
- Tickets are $3 each or three for $8.
Onların tanesi otuz dolar.
- They're thirty dollars each.
- each
- tanesine
- each and every
- herbir ve her
- each month
- her hafta
- each of these
- bunlardan her biri
- each one
- her biri
Her biri kendi eylemlerinden sorumludur.
- Each one is responsible for his own actions.
Her biri için bir dizüstü bilgisayar yerine bütün konularım için üç halkalı klasör kullanırım.
- I use a three-ring binder for all my subjects instead of a notebook for each one.
- each other
- birbiri
Japonya ve Çin, pek çok yönden birbirinden farklıdır.
- Japan and China differ from each other in many ways.
Biz birbirimizi tanımıyoruz.
- We don't know each other.
- each other
- birbirini
John ve Mary birbirini seviyordu.
- John and Mary loved each other.
Birbirinizi tanıyor musunuz?
- Do you know each other?
- each other
- birbirlerini
İki erkek çocuk birbirlerini suçlamaya başladı.
- The two boys began to blame each other.
Onlar birbirlerini aptal göstermeye çalıştılar.
- They tried to make each other look foolish.
- each other's
- birbirlerinin
- each time
- her seferinde
Bundan her seferinde daha çok hoşlanıyorum.
- I enjoy it more each time.
Üç kere denedik ve her seferinde başarısız olduk.
- We had three tries and failed each time.
- each year
- her yıl
- each and every one
- herkes, teker teker hepsi
- each hour
- her saat
- each of the durable solution options
- kalıcı çözüm seçeneklerden her biri
- each of them
- her biri(leri)
- each of two
- Her iki
- each of you
- her biriniz
- each one of
- her birinin
- each one, everybody, everyone
- Her biri, herkes, herkes
- each other
- birbirimizi
Biz ayrıldık, birbirimizi asla tekrar görmeyeceğiz.
- We parted, never to see each other again.
Biz birbirimizi tanımıyoruz.
- We don't know each other.
- each other's
- birbirimizin
- each side
- her iki taraf
- each time
- her zaman
- each
- (İnşaat) herbiri
- each and every accident
- (Sigorta) beher kaza başına
- each and every claim
- (Sigorta) hasar başına
- each and every loss
- (Sigorta) beher hasar başına
- each and every occurrence
- (Sigorta) beher olay başına
- each one
- her birisi
- each one of all
- her biri
- each remaining flag
- (Bilgisayar) kalan her bayrak
- each time
- her tekrarda
- each value
- her bir değer
- resemble each other
- birbirine benzemek
- bet with each other
- kırışmak
- bid against each other
- ihalede kapışmak
- fight each other
- vuruşmak
- flirt with each other
- cilveleşmek
- forty each
- kırkar
- get along well with each other
- yıldızları barışmak
- greet each other
- selamlaşmak
- helping each other
- muavenet
- helping each other
- yardım
- hug each other dearly
- sevgiyle kucaklaşmak
- hug each other warmly
- sevgiyle kucaklaşmak
- joke with each other
- cilveleşmek
- laugh at each other
- gülüşmek
- love each other
- sevişmek
- love each other
- bir birlerine sevmek
- obstinate with each other
- inatlaşmak
- offset each set
- (Bilgisayar) her kümeyi ofsetle
- ogle at each other
- kesişmek
- oppose each other
- zıtlaşmak
- price each
- birim fiyatı
- promise each other
- sözleşmek
- prompt for each new
- (Bilgisayar) her yeni için istek
- quarrel with each other
- takışmak
- resemble each other
- benzeşmek
- rub against each other
- sürtüşmek
- rubbing against each other
- sürtüşme
- scold each other
- bağrışmak
- sixty each
- altmışar
- smell each other
- koklaşmak
- three each
- üçer
- twenty each
- yirmişer
- understand each other
- anlaşmak
- whisper to each other
- fısıldaşmak
- kiss each other
- öpüşmek
- live in each other's pockets
- içtikleri su ayrı gitmemek
- run into each other
- çarpışmak
- against each other
- birbirine karşı
- at intervals of half a week each
- yarım haftanın her aralıklarla
- be at each other's throats
- (deyim) Kavga etmek, boğuşmak
- grateful for each day
- her gün için minnettar olmak
- in each
- Her birinde
- in each case
- her durumda
- in each of
- her birinde
- meeting each other
- birbirlerini toplantı
- one each
- birer
- principle that each vote is equal
- ilkesi, her oy eşit
- the two are fond of each other.
- İki birbirini sever
- to each his own
- Her biri kendi için
- to put place on top of each other
- birbiri üstüne yere koymak
- two cunning men will not try to make a dupe of each other
- (Atasözü) İki cambaz bir ipte oynamaz
- be at each other's throat
- boğuşmak
- complement each other
- birbirini tamalayan
- complementing (each other)
- birbirini tamamlama
- cross each other
- karşılaşmak
- do you know each other
- siz tanışıyor musunuz
- do you know each other
- siz tanışıyor muydunuz
- download each job
- (Bilgisayar) her bir işi yükle
- download each job
- Herbir işi yükle
- facing each other
- karşı karşıya
- four each
- dörder
- how many each
- kaçar
- i would like two prints of each
- her birinden iki kopya rica ediyorum
- in each other's arms
- kucak kucağa
- in two rows facing each other
- iki geçeli
- opposed to each other
- karşıtlaşmak
- play with each other
- oynaşmak
- playing with each other
- oynaşma
- separated from each other
- ayrı düşmek
- seven each
- yedişer
- telephoning (each other)
- telefonlaşma
- types of helping each other
- hediyeleşme türleri
- understand each other
- uyuşmak