e'en

listen to the pronunciation of e'en
İngilizce - Türkçe

e'en teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

even
{f} eşit olarak bölüştürmek
even
{s} dengeli
even
tam (sayı)
even
de
even
hatta ve hatta
even
acısını çıkarmak
even
bile

Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı. - She left without saying even a single word.

O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil. - She is never online, even during her vacation.

even
engebesiz
even
daha da

İki ülke arasında kültürel değişim devam ederken, onların karşılıklı anlayışı daha da derinleşti. - As cultural exchange continued between the two countries, their mutual understanding became even deeper.

Fırtına daha da şiddetlendi. - The storm became even more violent.

even
hatta

Hatta babama karşı onu destekledim. - I supported her even against my father.

Bu hastalıkların yaklaşık üçte biri tedavi edilebilir fakat diğerleri ciddi, hatta ölümcül olabilir. - About a third of these diseases can be cured, but the others may be serious, or even fatal.

even
da
even
tamamıyla

Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

Tom'u tamamıyla hatırlıyor musun? - Do you even remember Tom?

even
{s} temkinli
even
neredeyse

Bugün bile onun teorisi neredeyse inkar edilemez olarak kalmaya devam etmektedir. - Even today, his theory remains practically irrefutable.

Tom neredeyse her akşam evdedir. - Tom is at home almost every evening.

even
{s} düz, engebesiz
even
dahi

Biz dahi Tom'dan hoşlanmıyoruz. - We don't even like Tom.

Tom'un neye benzediğini dahi hatırlamıyorum. - I don't even remember what Tom looked like.

even
düzeltmek
even
{s} başabaş
İngilizce - İngilizce