The situation this year is unprecedented. - Bu yıl durum eşi görülmemiş.
The situation this year is unprecedented.
Bu yıl durum eşi görülmemiş.
The price jump was unprecedented. - Fiyat atlaması eşi benzeri görülmemişti.
The price jump was unprecedented.
Fiyat atlaması eşi benzeri görülmemişti.
This is an unprecedented gesture. - Bu eşi benzeri görülmemiş bir jest.
This is an unprecedented gesture.
Bu eşi benzeri görülmemiş bir jest.