I will stay with you provided that you stay here.
- Eğer burada kalırsan ben de seninle kalırım.
If every user added twenty a day to Tatoeba, it might be possible to reach one million sentences by Christmas.
- Eğer her kullanıcı Tatoeba'ya günde yirmi ilave yaparsa, Noel'e kadar bir milyon cümleye ulaşmak mümkün olabilir.
If you would move over, there would be room for everyone.
- Eğer kenara çekilirsen, herkes için yer olur.
If so, it shouldn't be any problem at all, should it?
- Eğer öyleyse hiç de sorun olmamalı, değil mi?
If so, then there's no problem at all, is there?
- Eğer öyleyse, o zaman hiç sorun yok, değil mi?
If possible, this weekend.
- Eğer mümkünse, bu hafta sonu.
I'd like to see you if possible.
- Eğer mümkünse seni görmek istiyorum.