duyar

listen to the pronunciation of duyar
Türkçe - İngilizce
sensitive, sensible hassas
sensitive, sensible
sensitive

A dog is sensitive to smell. - Bir köpek kokuya duyarlıdır.

You are too sensitive to criticism. - Eleştiremeyecek kadar çok duyarlısın.

(Pisikoloji, Ruhbilim) sentiment

I agree with your sentiment. - Ben senin duyarlılığına katılıyorum.

sensible

Ben, if anything, is a sensible man. - Ben aksine duyarlı bir adamdır.

Tom is being sensible, isn't he? - Tom duyarlı davranıyor, değil mi?

duy
heard

Tom heard this and got angry. - Tom bunu duydu ve kızdı.

Nobody but John has heard of it. - John'dan başka hiç kimse onu duymadı.

duy
(Elektrik, Elektronik) lamp base
duy
lamp socket
duy
point

We'd all be interested in your point of view. - Bakış açına hepimiz ilgi duyardık.

duy
female connector
Duy
light socket
duy
snout
duy
receptacle
duy
socket
duy
(electric light) socket
duy
holder
nem duyar elemanı
hygrostat
sesler duyar gibi olmak
seem to hear voice
Türkçe - Türkçe
Duygulu, duygun, duyarlı, hassas
Beden üzerinde uyarıldığında hızlı ve güçlü tepkilere yol açan
duyar kat
Film tabanı üzerinde yer alan, ışığa karşı duyarlığı olan gümüş bromürlü ecza tabakası
duy
Elektrik ampulünün takıldığı yivli yer
duy
Elektrik ampulünün takıldığı bakır veya pirinçten yivli yer
duyar