I was stopped by a police car last night.
- Dün gece bir polis arabası tarafından durduruldum.
Dan was stopped at a checkpoint.
- Dan bir kontrol noktasında durduruldu.
He always stands off when people are enthusiastic.
- İnsanlar çoşkuluyken, o her zaman uzak durur.
I could scarcely stand on my feet.
- Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum.
I stood at the end of the line.
- Sıranın sonunda durdum.
It rained for several days on end.
- Birkaç gün durmadan yağmur yağdı.
I'm worn out, because I've been standing all day.
- Bütün gün ayakta durduğum için yoruldum.
Somebody is standing in front of his room.
- Biri odasının önünde duruyor.
I'm getting off the train at the next stop.
- Sonraki durakta trenden ineceğim.
A car stopped at the entrance.
- Girişte bir araba durdu.
Halt! Stay right where you are or I'll shoot!
- Dur! Olduğun yerde kal, yoksa vururum!
The blue sports car came to a screeching halt.
- Mavi spor araba durma noktasına geldi.
When riding the escalator, please hold the handrail and stand inside the yellow line.
- Yürüyen merdivene binerken lütfen tırabzanı tut ve sarı çizginin içinde dur.
I wonder how Tom is holding up.
- Acaba Tom'un durumu nasıl?
You've stalled the engine.
- Sen motoru durdurdun.
He pushed the stalled car with all his might.
- O, bütün gücüyle durmuş arabayı itti.
Amerika'da kaldığı süredeki deneyimlerini bize anlatmaya başladı. Biz dikkat kesildik.
- He started to tell us his experiences during his stay in America. We were all ears.
Yazılım şirketi ekonomik durgunluk sürecinde büyük başarısızlığa uğradı.
- The software company collapsed during the recession.