Tom was in favor of aborting the mission.
- Tom görevin durdurulmasından yanaydı.
We thought it impossible to stop him.
- Onu durdurmanın imkansız olduğunu düşündük.
At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
- Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
Who ended up paying the bill?
- Kim faturayı ödemeyi durdurdu?
To be loved is to be consumed. To love is to give light with inexhaustible oil. To be loved is to stop existing, to love is to endure.
- Sevilmek, tüketilmektir. Sevmek tükenmez yağ ile ışık vermektir. Sevilmek, varlığı durdurmak, sevmek katlanmaktır.
Poland ceased to exist as a nation for 120 years.
- Polonya 120 yıl boyunca bir ulus olarak var olmayı durdurdu.
We decided to cease financial support.
- Finansal desteği durdurmaya karar verdik.
All traffic was halted to let the presidential motorcade pass.
- Tüm trafik, başkanlık konvoyunun geçmesine izin vermek için durduruldu.
It was because of the storm that the trains were halted.
- Fırtınadan dolayı trenler durduruldu.
It's important not to change or discontinue medication without seeking medical advice.
- Tıbbi yardım almadan ilacı değiştirmemek ya da durdurmamak önemlidir.
This product was discontinued due to low sales.
- Bu ürün satışlarının düşük olması nedeniyle durduruldu.
Turkish warships intercepted a Greek boat which was suspected to carry illegal immigrants
- Türk savaş gemileri yasadışı göçmenleri taşıdığından şüphelenilen bir Yunan teknesini durdurdu.