Fiyatlar son on yıl boyunca sürekli arttı.
- Prices have risen steadily during the past decade.
Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler.
- They went skiing during their date.
My house is close to a bus stop.
- Evim otobüs durağına yakın.
At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
- Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
They were unanimous that the war should be brought to a halt.
- Onlar savaşın durdurulması gerektiği konusunda aynı fikirdeydiler.
The car dove into the field and, after bumping along for a time, came to a halt.
- Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi.
Hold up, what do you think you're doing?
- Dur bakalım, Sen ne yaptığını düşünüyorsun?
The rule holds good in this case.
- Kural bu durumda geçerlidir.
The balance at the bank stands at two million yen.
- Bankadaki bakiye 2 milyon yende duruyor.
He always stands off when people are enthusiastic.
- İnsanlar çoşkuluyken, o her zaman uzak durur.
Let's wait for the rain to end!
- Yağmurun durmasını bekleyelim!
I stood at the end of the line.
- Sıranın sonunda durdum.
These two are standing abreast.
- Bu ikisi yan yana duruyor.
Somebody is standing in front of his room.
- Biri odasının önünde duruyor.
He stalled the engine three times.
- Üç kez motoru durdurdu.
Why are they stalling?
- Onlar neden duruyorlar?
He didn't see the stop sign and almost hit the child crossing the street.
- O, dur işaretini görmedi ve neredeyse caddeyi geçen çocuğa vuracaktı.
He failed to see the stop sign at the intersection and hit an oncoming car.
- Kavşaktaki dur işaretini göremedi ve gelen bir arabaya vurdu.