Mary'nin benim budala olduğumu düşündüğünü biliyorum.
- I know Mary thinks I'm dumb.
Helen Keller, kör sağır ve dilsizdi.
- Helen Keller was blind, deaf and dumb.
Diğer bir deyişle, o dilsizdir.
- In other words, she's dumb.
O, şeytanın avukatı olmaktan usandı ve ne kadar aptalca olursa olsun, şimdi onların önerdiği her fikri kabul ediyor.
- He got tired of being the devil's advocate and now agrees with every idea they suggest, no matter how dumb.
Tüm sarışınlar aptal değildir.
- Not all blondes are dumb.
Bu tartışma sırasında o sessiz kaldı.
- He remained dumb during this discussion.
The dumbing down of society.
The ensuing storm caused the department to lower the bar—amid protests that this was dumbing the test down—so that only 80 percent of urban kids would fail.
You are so dumb because you don't even know how to make toast!.
Brendan had the dumb job of moving boxes from one conveyor belt to another.