Only prayers keep him alive.
- Onu sadece dualar hayatta tutar.
All prayers are useless.
- Tüm dualar işe yaramaz.
He said each meeting should begin with a prayer.
- Her toplantının bir dua ile başlaması gerektiğini söyledi.
Your prayer will be answered.
- Duan kabul edilecektir.
My prayer was answered.
- Benim duama cevap verildi.
Tom always prays before eating.
- Tom her zaman yemekten önce dua eder.