Only prayers keep him alive.
- Onu sadece dualar hayatta tutar.
My prayers were answered.
- Dualarım gerçekleşti.
My prayer was answered.
- Benim duama cevap verildi.
He said each meeting should begin with a prayer.
- Her toplantının bir dua ile başlaması gerektiğini söyledi.
My prayer was answered.
- Benim duama cevap verildi.
Tom and the other farmers prayed for rain.
- Tom ve diğer çiftçiler yağmur için dua etti.