Sen elbiseleri kurutuyordun.
- You were drying clothes.
Tom iltihaplı yarasına bir kurutucu ajan uyguladı.
- Tom applied a drying agent to his weeping wound.
Mary'nin giysisi güneşte kuruyor.
- Mary's dress is drying in the sun.
Tom bulaşıkları kuruluyor.
- Tom is drying the dishes.
Tom iltihaplı yarasına bir kurutucu ajan uyguladı.
- Tom applied a drying agent to his weeping wound.
Kurumak, çimento için biraz zaman alacaktır.
- It'll take a while for the cement to dry.
Tom köpeği kurulamak için eski havluları kullanırdı.
- Tom used old towels to dry the dog.
Saçımı kurulamak, makyaj yapmak ve giyinmek zorundayım.
- I have to dry my hair, put on makeup and get dressed.
Tom köpeği kurulamak için eski havluları kullanırdı.
- Tom used old towels to dry the dog.
Bu giysiler nihayet kuru.
- These clothes are finally dry.
Kurutmak için giysilerini dışarıya as!
- Hang your clothes out to dry!
Tom havluyu sıktı ve kurutmak için onu astı.
- Tom wrung out the towel and hung it up to dry.
Onlar sek beyaz şarap içiyorlardı.
- They were drinking dry white wine.
Kurak bir yıldı, ve birçok hayvan açlıktan öldü.
- It was a dry year, and many animals starved.
Adam kurak bir ülkede susuzluktan öldü.
- The man died of thirst in a dry country.
Onun mizah duygusu çok yavan.
- His humor is very dry.
Bu çok yavan bir açıklama.
- That's a very dry explanation.
Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu.
- I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.
Niçin saçını kurutuyorsun?
- Why are you drying your hair?
Tom susuz kırmızı şarap içmeyi tercih eder.
- Tom prefers to drink dry red wine.
Adam kurak bir ülkede susuzluktan öldü.
- The man died of thirst in a dry country.
Aslında bir pınar vardı, ama kurumuştu.
- There was a spring indeed, but it was dry.
O konuşmaya başladığında sesi öncekinden daha az karttı.
- When she began to speak, her voice was less dry than it had been.
Ne içmek isterdiniz? Sert bir martini.
- What would you like to drink? A dry martini.
Çok pişmiş balık kuru ve tatsız olabilir.
- Overcooked fish can be dry and tasteless.
Balık fazla pişirilirse kuru ve tatsız olabilir.
- Fish can be dry and tasteless if it's overcooked.
Onun çok sıkıcı bir mizah duygusu var.
- He has a very dry sense of humor.
Ders kuru boya izlemek kadar sıkıcıydı.
- The lecture was as boring as watching paint dry.
Uzun süren bir kuraklıktan sonra dün yağmur yağdı.
- It rained yesterday after it had been dry for a long time.
Aylarca süren kuraklıktan sonra dün yağmur yağdı.
- It rained yesterday after it had been dry for many months.
I'll do the washing-up if you put it all away.
Cover the chicken as it bakes or it'll get too dry.
Devin dried her eyes with a handkerchief.
I like to take a dry sherry before lunch on Sundays.
Dry alcohol is 200 proof.
The clothes dried on the line.