droplets

listen to the pronunciation of droplets
İngilizce - Türkçe
damlacıklar

Avcı beklenmedik bir şekilde karda taze kan damlacıkları buldu. - The hunter unexpectedly found fresh blood droplets in the snow.

Damlacıklar dizüstü bilgisayarımın üstüne düşüyorlar. - Droplets are falling on my laptop computer.

droplet
(isim) damlacık
droplet
(Gıda) damla

Damlacıklar dizüstü bilgisayarımın üstüne düşüyorlar. - Droplets are falling on my laptop computer.

Avcı beklenmedik bir şekilde karda taze kan damlacıkları buldu. - The hunter unexpectedly found fresh blood droplets in the snow.

droplet
damlacık

Damlacıklar dizüstü bilgisayarımın üstüne düşüyorlar. - Droplets are falling on my laptop computer.

Avcı beklenmedik bir şekilde karda taze kan damlacıkları buldu. - The hunter unexpectedly found fresh blood droplets in the snow.

droplet
zerre
entrained droplets
(Nükleer Bilimler) taşınan damlacıklar
İngilizce - İngilizce
plural of droplet
droplet
{n} a little drop, a small earring
droplet
a tiny drop
droplet
a very small drop
droplet
{i} small drop
droplet
A little drop; a tear
droplet
A droplet is a very small drop of liquid. Droplets of sweat were welling up on his forehead
droplets