Tom çocuklarına karşı berbattı.
- Tom was horrible with children.
Dün gece berbat bir rüya gördüm.
- I had a horrible dream last night.
Sen kötü bir insan değilsin.
- You're not a horrible person.
Pazar gününden nefret ediyorum! Çok kötü bir gün!
- I hate Sunday! It's a horrible day!
O, merdivenin tepesinde korkunç bir yüz gördü.
- He saw a horrible face at the top of the stairs.
Keşke bu korkunç yerden gidebilsem.
- I just wish we could leave this horrible place.