Tom Mary'nin resim çizmesini izledi.
- Tom watched Mary drawing a picture.
91 yaşında kadar Picasso resim çizmeye devam etti.
- Picasso kept drawing pictures until he was 91 years old.
Akşam yemeğinden sonra, Hepimiz çizim odasına gittik.
- After dinner, we all went into the drawing room.
Bu çizimi beğeniyor musun?
- Do you like this drawing?
İlgiyi kendine çekmek istiyorsun.
- You're drawing attention to yourself.
Sami dikkat çekmeyi severdi.
- Sami liked drawing attention.
Çocuk süper kahramanlar hakkında kısa hikayeler çizerek saatler harcıyor.
- The boy spends hours drawing short stories about superheroes.
Kız süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor.
- The girl spends hours drawing superhero stories.
İlk sırada resim çizen kız benim yeğenim.
- The girl drawing a picture in the first row is my niece.
Yeni bir ticaret bölgesi için planlar henüz çalışma aşamasında.
- Plans for a new trade zone are still on the drawing board.
Akşam yemeğinden sonra, Hepimiz çizim odasına gittik.
- After dinner, we all went into the drawing room.
91 yaşında kadar Picasso resim çizmeye devam etti.
- Picasso kept drawing pictures until he was 91 years old.
Çocukların hepsi hayvanların resimlerini çiziyorlardı.
- The children were all drawing pictures of animals.
O, bir resim çiziyor.
- She is drawing a picture.
Çocuk süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor.
- The boy spends hours drawing superhero comics.
Kız süper kahraman çizgi romanları çizerek saatler harcıyor.
- The girl spends hours drawing superhero stories.
Bir ağaç çizmek istiyorum.
- I would like to draw a tree.
Ben resim çizmek istiyorum.
- I would like to draw.
Manyetik bir çekimle birbirlerine çekildiler.
- They were drawn to each other by a magnetic attraction.
Dün geceki piyango çekilişinde kazanan rakamlar sırayla 7, 18, 3, 41 ve 6 idi.
- The winning numbers in last night's lottery draw were 7, 18, 3, 41, and 6 in that order.
O, onun bir resim çekişini izledi.
- She watched him draw a picture.
Tom çekmeceyi boş buldu.
- Tom found the drawer empty.
Bozuk paramı genellikle masamın çekmecesine atarım.
- I usually toss my loose change into my desk drawer.
Fotoğraf çekmek istiyorum.
- I like to draw pictures.
Bu arada, bir noktaya daha dikkatinizi çekmek istiyorum.
- Meanwhile, I want to draw your attention to a point.
Sami kendini Leyla'nın cazibesine çekilmiş buldu.
- Sami found himself drawn to Layla's charm.
Tom, eğer gerekirse onun için bir harta çizeceğini söyledi.
- Tom said he would draw a map for her if necessary.
NB:Çok uzun süre önce çizildi bu yüzden kalite kötüdür.
- NB: This was drawn a long time ago so the quality is low.
Oyun beraberlikle sona erdi ve final skoru 2-2'ydi
- The game ended in a draw, and the final score was 2-2.
Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim.
- Let's draw lots to decide who goes first.
Bir kurşun kalem almak için çekmeceyi açtım.
- I opened the drawer to get a pencil.
Tom hesap makinesini almak için çekmeceyi açtı.
- Tom opened the drawer to get a calculator.
Dosya dolabı çekmeceleri açıktır.
- The file cabinet drawers are open.
Bir kurşun kalem almak için çekmeceyi açtım.
- I opened the drawer to get a pencil.
Anne uzun bir nefes çekerek Ne muhteşem bir gün! dedi.
- What a splendid day! said Anne, drawing a long breath.
O son nefesini çekti.
- He has drawn his last breath.
Öğrencilerden bazıları resim yapmaktan hoşlanırlar.
- Some of the students like to draw pictures.
Öğrencilerden bazıları resim yapmaktan hoşlanırlar.
- Some of the students like to draw pictures.
See: back to the drawing board.
John only had four cards of the same suit; he had a drawing hand.
Well, that didn't work at all, so it's back to the drawing board, I guess.
The winning lottery numbers were drawn every Tuesday.
The draw is on Saturday.
She had to draw upon her experience to solve the problem.
Just before you draw your terminal breath.
The circuit draws three hundred watts.
Both these teams will draw if nobody scores soon.
Jill has four diamonds, she'll try to draw for a flush.
I was drawn to her.
Lys shuddered, and I put my arm around her and drew her to me; and thus we sat throughout the hot night. She told me of her abduction and of the fright she had undergone, and together we thanked God that she had come through unharmed, because the great brute had dared not pause along the danger-infested way.
At the start of their turn, each player must draw a card.
After the original plan failed miserably, they decided to go back to the drawing board and come up with something new.
... First, we've got to improve our education system. And we've made enormous progress drawing ...
... piece of paper or drawing or doing some sketching, and he ...