Taslakları dışarıda tutmak için kapının etrafına tecrit şeridi koydu.
- He put weather stripping around the door to keep out drafts.
Arabulucular iki taslak metin üzerinde anlaşmaya vardı, ama hala anlaşma sağlanamayan birçok konu var.
- Negotiators have agreed on two draft texts, but there are still many areas of disagreement.
Güçlü bir hava akımı o pencereden esiyor.
- A strong draft's blowing in through that window.
Burası çok cereyanlı.
- It's very drafty in here.
Burası gerçekten cereyanlı.
- It's really drafty in here.
A johnboat is a shallow drafted boat favored by fishermen.
I'd rather have a fresh, cheap draft beer.
She took a deep draft from the bottle of water.