Tom'un bir yıl içinde yatırımını iki katına çıkardı.
- Tom doubled his investment in a year.
Tarifeyi iki katına çıkarmamalıydım.
- I shouldn't have doubled the recipe.
2020 yılına kadar şehrimizin nüfusu ikiye katlanmış olacak.
- By the year 2020, the population of our city will have doubled.
Dünya nüfusu o kadar hızlı bir şekilde artıyor ki, kırk yıl içerisinde ikiye katlanmış olacak.
- The population of the world is increasing so rapidly that it will be doubled within forty years.
Nüfus son beş yıl içinde iki katına çıkmıştır.
- The population has doubled in the last five years.
Tarifeyi iki katına çıkarmamalıydım.
- I shouldn't have doubled the recipe.
Nüfus son beş yıl içinde iki katına çıkmıştır.
- The population has doubled in the last five years.
Tom'un bir yıl içinde yatırımını iki katına çıkardı.
- Tom doubled his investment in a year.
Müsait olan tek oda bir çift kişilik.
- The only room available is a double.
Bu kelimenin bir çift anlamı var.
- This word has a double meaning.
Mevcut tek oda iki kişiliktir.
- The only room available is a double.
İki kişilik bir odan var mı?
- Do you have a double room?
Gelecek yıl için bütçemizi ikiye katlamak zorunda kalacağız.
- We'll have to double our budget for next year.
Altın parçalarını ikiye katlamak istiyor musun? Ne demek istiyorsun?
- Do you want to double your gold pieces? What do you mean?
Garson, bana bir duble getir.
- Waiter, bring me a double.
Tom duble bir çizburger yedi.
- Tom ate a double cheeseburger.
Çifte park etmişsiniz.
- You're double-parked.
Sadece çifte kontrol yapmam gerektiğini düşündüm.
- I just thought I should double check.
Çalışan sayısı on yıl içinde iki katına çıktı.
- The number of employees doubled in ten years.
Onun geliri, emekli olduktan sonra iki katına çıktı.
- His revenue doubled after retirement.
Şansımız varsa paramızı ikiye katlarız.
- If we're lucky, we'll double our money.
Kahve fiyatı o zamandan beri ikiye katladı.
- The price of coffee has doubled since then.
İkizler eğlenceyi ikiye katlıyor.
- Twins double the fun.
Nüfus son beş yıl içinde iki katına çıkmıştır.
- The population has doubled in the last five years.
O miktarın iki katını yemeliler.
- They need to eat double that amount.
Tom'un bir yıl içinde yatırımını iki katına çıkardı.
- Tom doubled his investment in a year.
Tarifeyi iki katına çıkarmamalıydım.
- I shouldn't have doubled the recipe.
Sen iki yüzlüsün ve bu problem.
- You are double-faced and this is the problem.
İkizler eğlenceyi ikiye katlıyor.
- Twins double the fun.
Londra'yı ziyaret ettiğimizde kent genelinde çift katlı bir otobüse bindik.
- When we visited London, we rode a double-decker bus across the city.
Gelecek yıl için bütçemizi ikiye katlamak zorunda kalacağız.
- We'll have to double our budget for next year.
Altın parçalarını ikiye katlamak istiyor musun? Ne demek istiyorsun?
- Do you want to double your gold pieces? What do you mean?
O miktarın iki katını yemeliler.
- They need to eat double that amount.
Çalışan sayısı on yıl içinde iki katına çıktı.
- The number of employees doubled in ten years.
O miktarın iki katını yemeliler.
- They need to eat double that amount.
Çalışan sayısı on yıl içinde iki katına çıktı.
- The number of employees doubled in ten years.
Dünya nüfusu o kadar hızlı bir şekilde artıyor ki, kırk yıl içerisinde ikiye katlanmış olacak.
- The population of the world is increasing so rapidly that it will be doubled within forty years.
2020 yılına kadar şehrimizin nüfusu ikiye katlanmış olacak.
- By the year 2020, the population of our city will have doubled.
Tom'la teniste çiftli oyun oynamaktan hoşlanıyorum.
- I enjoy playing doubles with Tom.
Bu kelimenin bir çift anlamı var.
- This word has a double meaning.
Çifte park etmişsiniz.
- You're double-parked.
Buradan koşar adım çıkın.
- Get out of here on the double.
Sami ikili bir hayat yaşıyordu.
- Sami was living a double life.
Çevirmenin ikili bir görevi vardır.
- The interpreter has a double role.
On second thought, make that a double.
He's my double cousin as my mother's sister married my father's brother.
The sin() function returns a double.
though the island itself was not very large...I found a great ledge of rocks lie out about two leagues into the sea...so that I was obliged to go a great way out to sea to double the point.
Our earnings have doubled in the last year.
a double meaning.
To make a pleat, double the material at the waist.
Sorry, this store does not double coupons.
... said when he was running for office, he would cut the deficit in half. Instead he's doubled ...
... end up going twice as far on a gallon of gas. That's why we doubled clean ' clean energy ...