Benim bilmemi istemediğin şeyi bilmiyorum. Yani neyi bilmek istediğimi bilmiyorum.
- I don't know what you don't want me to know, so I don't know what I want to know.
Fark ettin mi, bilmem; ama Tom senin kızına abayı yakmış gibi duruyor.
- I don't know if you've noticed, but Tom seems to have fallen in love with your daughter.
I dunno the answers to any of those questions, and you dunno and he dunno either.