Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

dolgun

listen to the pronunciation of dolgun
Türkçe - Türkçe
Birbirine uyan, uyum gösteren: "Atasözleri, çoğu zaman dolgun kafiyelere yaslanıyorlar."- B. R. Eyuboğlu
Dolarak biçimi yuvarlaklaşmış. Şişmana yakın, balık etinde: "Dolgun karnını güçlükle taşıyan genç bir kadın gelip oturdu."- B. Felek. Çok, bol, fazla, yüksek (para): "İlk işi babasını memnun etmek için, ona dolgun bir maaşa geçtiğini yazmak olmuş."- A. Ş. Hisar. Öfke, kızgınlık, kırgınlık gibi duygularla dolu: "Müftüye karşı adamakıllı dolgundu."- R. N. Güntekin
Birbirine uyan, uyum gösteren
Öfke, kızgınlık, kırgınlık gibi duygularla dolu
Şişmana yakın, balık etinde
Çok, bol, fazla, yüksek
Dolarak biçimi yuvarlaklaşmış
dolgun maaş
Dolgun ücret
dolgun ücret
Yüksek ve tatmin edici ücret
etine dolgun
Şişman sayılmayan, balık etinde
dolgun