Tom is filling out a ballot.
- Tom bir oy pusulası dolduruyor.
I spent the entire morning filling out these forms.
- Bu formları doldurarak bütün sabahı harcadım.
Please fill up the bottle with water.
- Lütfen şişeyi su ile doldurunuz.
Could you fill up the ice cube trays and put them in the freezer?
- Buz küpü tepsilerini doldurur musun ve derin dondurucuya koyar mısın?
I had my car filled up at the service station at the corner.
- Köşedeki servis istasyonunda arabama yakıt doldurttum.
Fill out this form, please.
- Bu formu doldurunuz, lütfen.
I had my car filled up at the service station at the corner.
- Köşedeki servis istasyonunda arabama yakıt doldurttum.
The news filled her with sorrow.
- Haber onu üzüntü ile doldurdu.
Then you just have to fill out this card.
- Öyleyse sadece bu kartı doldurmak zorundasın.
Please fill out this form first.
- Öncelikle bu formu doldurun, lütfen.
Mary says that she can't fall asleep without her favorite stuffed animal.
- Mary favori doldurulmuş hayvanı olmadan uyuyamayacağını söylüyor.
This stuffed animal belongs to the little girl.
- Bu doldurulmuş hayvan küçük kıza ait.
Tom is filling out a job application form.
- Tom bir iş başvuru formu dolduruyor.
I need help filling out this application form.
- Bu başvuru formunu doldururken yardıma ihtiyacım var.
Please fill in this application form.
- Lütfen bu başvuru formunu doldurunuz.
All you have to do is fill in this form.
- Tüm yapmanız gereken bu formu doldurmak.
I wanted to buy the huge stuffed bear at Ken's store, but it was not for sale.
- Ken'in dükkanındaki kocaman içi doldurulmuş ayıyı almak istedim ama satılık değildi.
The boy stuffed cake into his mouth.
- Çocuk ağzına kek doldurdu.
Cheap imports will glut the market.
- Ucuz ithalat piyasayı dolduracaktır.