The incident was so poignant.
- Olay çok dokunaklıydı.
The eating of delicious food is one of the most intense and poignant pleasures of life.
- Lezzetli yiyecek yemek, hayatın en yoğun ve dokunaklı zevklerinden biridir.
The scene was quite touching.
- Sahne oldukça dokunaklıydı.
It's a very touching story.
- Bu çok dokunaklı bir hikaye.
This story is interesting, funny and even moving.
- Bu anlatı ilginç, eğlenceli ve hatta dokunaklı.
Sami's testimony was extremely moving.
- Sami'nin ifadesi son derece dokunaklıydı.
Her face was eloquent of her sorrow.
- Onun yüzü üzüntüsü yüzünden dokunaklıydı.
I am not an eloquent person.
- Ben dokunaklı konuşan bir kişi değilim.
What a pathetic story!
- Ne dokunaklı bir hikaye!