do it

listen to the pronunciation of do it
İngilizce - Türkçe
(Bilgisayar) yap

Onu bir günde yapabilir misin? - Can you do it in one day?

Zamanımız olduğunda onu yapacağız. - We'll do it when we have time.

(Argo) aşk yaşamak
(Argo) cinsel ilişkiye girmek
(Argo) mercimeği fırına vermek
(Argo) mala vurmak
(Argo) götürmek
(Argo) seks yapmak

İlgili Terimler

do this
bunu gerçekleştirmek için
doit
mangır
Do you
varmı
do something
bir şeyler yapmak

Tom'a yardım etmek için bir şeyler yapmak zorundayım. - I have to do something to help Tom.

Ben yararlı bir şeyler yapmak istiyorum. - I want to do something useful.

do you
Yapmanız

Tüm yapmanız gereken elinizden geleni yapmaktır. - All you have to do is do your best.

Tüm yapmanız gereken elinizden geleni yapmaktır. - All you have to do is to do your best.

doit
{i} metelik
doit
{i} kuruş
İngilizce - İngilizce
To have sex

He was upstairs doing it with her.

To be appealing to

A green shirt with orange slacks really doesn’t do it for me, I’m afraid.

have sexual intercourse with; "This student sleeps with everyone in her dorm"; "Adam knew Eve"; "Were you ever intimate with this man?"

İlgili Terimler

doit
{n} a small piece of Dutch money, a trifler
do you
really? , indeed? ; (Grammar) inverted form used to indicate a question (Ex: Do you like Italian films? )
doit
A small amount; a bit, a jot
doit
{i} thing of small value; small piece of money; cheap coin; old small copper Dutch coin first issued in the 17th century
doit
A small Dutch coin, equivalent to one-eighth of a stiver
doit
A thing of small value; as, I care not a doit
doit
A small Dutch coin, worth about half a farthing; also, a similar small coin once used in Scotland; hence, any small piece of money
do it