doğuya teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- eastwards
They travelled eastwards.
- Onlar doğuya doğru seyahat etti.
- eastward
They travelled eastwards.
- Onlar doğuya doğru seyahat etti.
The empire expanded eastward, in search of resources for its burgeoning textile industry.
- İmparatorluk onun gelişmeye başlayan tekstil sektörü için kaynak arayışı içinde, doğuya açıldı.
- east
The Allies then moved east into Belgium.
- Müttefikler daha sonra doğuya Belçika'ya doğru hareket etti.
I heard that he left town and moved east.
- Onun şehirden ayrıldığını ve doğuya taşındığını duydum.
- doğuya ait
- eastern
- doğuya doğru
- east
The wind is blowing east.
- Rüzgar doğuya doğru esiyor.
As the Moon moves eastward away from the Sun in the sky, we see a bit more of the sunlit side of the Moon each night.
- Ay gökyüzündeki Güneşten doğuya doğru hareket eder, biz her gece ayın güneşli tarafını biraz daha çok görürürüz.
- doğuya doğru
- eastwards
They travelled eastwards.
- Onlar doğuya doğru seyahat etti.
- doğuya doğru
- eastward
They travelled eastwards.
- Onlar doğuya doğru seyahat etti.
As the Moon moves eastward away from the Sun in the sky, we see a bit more of the sunlit side of the Moon each night.
- Ay gökyüzündeki Güneşten doğuya doğru hareket eder, biz her gece ayın güneşli tarafını biraz daha çok görürürüz.
- doğuya doğru
- easterly
- doğuya doğru inşa etme
- orientation
- doğuya doğru olan
- east
- doğuya doğru olan
- eastward
- doğuya doğru yapmak
- orient
- doğuya doğru yapmak
- orientate
- doğuya doğru yönelme
- easting
- doğuya giden
- eastbound
- doğuya özgü
- orient
- doğuya özgü
- oriental
